24 Temmuz 2015 Cuma

SENTENCE CONNECTORS

SENTENCE CONNECTORS
Text Box: CONTRAST
On the other hand
In contrast
conversely    however   
yet   
still    
nonetheless    
nevertheless
even so    
in spite of this
despite that/this
1.   Contrast
a.   Direct Opposition
§  Ali worked hard. On the other hand/In contrast/ However, Okan hardly did any work at all.
§  Metin is lazy. However, his brother is quite diligent (=hard working).
§  George is an optimist. In contrast/However/, Bill is a pessimist.
§  Extroverts love crowds. In contrast, introverts prefer solitude.
§  Six is more than five; conversely, five is less than six.
b. Denial of Expectation (Unexpected result)
§  She studied diligently for several months. Nevertheless/However/Yet/Nonetheless, she failed.
§  George is very handsome. Yet, he is not popular with girls.
§  My uncle is 70 years old now. Nonetheless, he maintains his interest in legal matters.

1. THE MEANINGS OF PREPOSITIONS



Aşağıdaki tablo en genel preposition anlamlarını vermektedir. Her anlam için bir örnek verilmiştir.
 
About
    1. On the subject of:  This is a story about elephants.
    2. Approximately:  He is about ten years old.

Above
    1. Higher than; over:  The plane flew above the clouds.
    2. Earlier on a page:  There is a heading above each diagram.

Across
    1. From one side to the other:  We walked across the field.
    2. On the other side of:  There is a store across the street.

INVERSION (devrik yapı)


      İngilizce’de iki türlü devrik yapıdan bahsetmek mümkündür. İlki öznenin ana yüklemden sonra geldiği devrik yapılar. Diğeri ise yardımcı fiilin öznenin önüne geçtiği devrik yapılar.

            1. VERB+SUBJECT YAPILAR

ADVERBIAL CLAUSES (Zarf Cümlecikleri)


            Zarfın yerini tutan subordinate cümleciklere adverbial clause denir. Bir şeyin ne zaman, nerede nasıl, hangi surette, ne amaçla, hangi sebeple vs. yapıldığını anlatan cümleciklerdir.

Time (zaman)

as long as               since                                         by the time
before                    whenever                                  the moment
after                       as soon as                                 until/till
as                           when                                        no sooner…than…        
while                      once                                         hardly/scarcely…when/before…
s  He will remain a bachelor until he dies.[1]
s  I’ll remember you as long as I live.[2]
s  We had no sooner gone to bed than the phone rang.[3]
s  Once it is destroyed, it can’t be recreated.[4]
s  Whenever we make choices, we give up something.[5]
s  While I was watching television, he was doing his homework.
s  I’ll give him your message when I see him tomorrow.

NOUN CLAUSES


That
Whether/if
WH words (what, who, which, how, etc.)
Sentence
Who
What
Whose  + N
Verb
 İsmin yerine kullanılan  bağlı cümlelere noun clause denir. Genel olarak zamirinden sonra (that, what etc.) cümle gelir. Ancak özne konumunda kullanıldığında who, what veya whose+noun kendisinden sonra yüklem alır.

That Clause

Türkçe’ye çoğunlukla –(di)ği veya –mesi ekleriyle çevrilir.Bu eklere noun clause’ın cümledeki pozisyonuna göre –ni, -nu vs. (belirtili nesne) veya –na, -ne vs. (dolaylı tümleç) ekleri ilave edilir.
  • Isn’t it important that he loves you? (Seni sev-mesi önemli değil mi?)
  • He doesn’t hide that he loves you. (Seni sevdi-ği-ni gizlemiyor.)
  • He has promised that he will love you forever. (Seni sonsuza dek sevece-ği-ne söz verdi)

RELATIVE CLAUSE[1] (Sıfat Cümleciği)

RELATIVE CLAUSE[1] (Sıfat Cümleciği)

            Clause: İçinde bir özne ve bir yüklem barındıran şey bir clause’dır. Bu clause ya bir bağımsız cümle (independent clause) olur veya yan cümle (dependent clause) olur. Bağımsız cümleler ana cümlelerdir (main clause). Yan cümleler ana cümlede gördükleri fonksiyona göre isimlendirilirler:
§  The people who came to my party had a good time. (ismi niteliyor, sıfat yan cümleciği)
§  We had a good time since the organisation was a well-designed one. (zarf cümleciği)
§  That the organisation was a well-organised one made us happy. (isim cümleciği)
            Relative Pronoun: Relative clause başlarında yer alan which, who, whom, that zamirleri
NOTE: What bir relative pronoun değildir. Bu konuda göreceğimiz when, where, why ve whereby ise relative adverb’tür.

ADVERBS (Zarflar)

                                   ADVERBS (Zarflar)

Yüklemi nitelerler
s I’m going home tomorrow. (Yarın eve gideceğim)
s I’m working hard. (Çok sıkı çalışıyorum)
Sıfatı nitelerler
s I’m dreadfully tired. (Korkunç yorgunum)
Başka bir zarfı nitelerler
s Don’t speak so quickly. (O kadar hızlı konuşma!)
Tüm bir cümleyi nitelerler
s Perhaps, we’ll see you again next week.
s Economically, this situation is impossible.
Adverbs of
Time
  again
  early
  late
  now
  sometime
  then
  today
  tomorrow
  tonight
  yesterday
  subsequenlty
  afterwards
  …onwards

            ZARF ÇEŞİTLERİ

ADJECTIVES (Sıfatlar)

ADJECTIVES (Sıfatlar)

FORM, FUNCTION and POSITION (Biçim, İşlev ve Konum)
FORM
1. Cinsiyet veya çoğulluk-tekillik durumuna göre biçimleri değişmez. İşaret sıfatları hariç.
§  A hot potato    three hot potatoes
§  This girl          these girls
2) Genel olarak isimden veya link verb’ten sonra gelmeleri ve çoğul olamamaları özellikleri ile ayırt edilebilirler. Bunun yanısıra türetilmiş olan bazıları eklerinden tanınabilir. Aşağıda sık kullanılan türetilmiş sıfatlara örnekler verilmiştir.
-ful
plentiful (bol)                careful (dikkatli)                       spoonful (bir kaşık dolusu)
-less
careless (dikkatsiz)        penniless (beş parasız)              useless (faydasız)
-able
probable (olası)             bearable (katlanılabilir)             acceptable (kabul edilebilir)
-ic
numeric (rakamsal)        economic (iktisadi)
-(ic)+-al
psychological (psikolojik)  mathematical (matematiksel)       external (harici)
-ish
childish (çocukça)         reddish (kırmızımsı)                 yellowish (sarımsı)
-ly[1]
hourly (saatlik)              friendly (arkadaşça)
-some
handsome (yakışıklı)     quarrelsome (kavgacı)              troublesome (belalı)
-ous
serious (ciddi)                marvellous (harika)
-tive[2]
objective (yansız)          creative (yaratıcı)                     
Yukarıdakilerin yanı sıra sık sık fiiller –ing ekiyle veya V3 formatı ile sıfat haline getirilebilirler. –ing ile yapılan sıfatlar ismin yaptığı, dışa yönelik anlamlar verirken; -ed ile yapılanlar o isme yapılan, içe dönük anlamlar verirler.

PRONOUN (zamir)


KINDS OF PRONOUNS:


PERSONAL PRONOUNS (şahıs zamirleri)

Subject
Object
Possessive adj.
Possessive pron.
I
you
he/she/it
we
they
one[1]
me
you
him/her/it
us
them
one
my
your
his/her/its
our
their
one’s
mine
yours
his/her/--
ours
theirs
--

NOUNS


NOUN TYPES
EXAMPLES
Common (cins)
dog, man, table etc.
Proper (özel)
France, Tom etc.         
Collective (topluluk)
crowd, flock, group, team etc.
Compound (bileşik)
daughter-in-law, sister-in-law etc.
Concrete (somut isim)
apple, desk, computer etc.
Abstract (soyut isim)
beauty, knowledge, love, courage etc.
Gender (cinsiyet)
Masculine (eril)
men, boys, and male animals etc.
Feminine (dişi)
women, girls, female animals etc.[1]
Neuter (cinsiyetsiz)
things, plants, abstract names and animals (when sex is not important or known)

                       

DETERMINERS (belirteçler)


            İsimden önce gelen ve onu niteleyen kelimelerdir. Sıfatın bir alt dalı olarak da incelenirler. Eğer ismi niteleyen bir sıfat veya sıfat grubu varsa onun da önüne geçerler; yani isim ve sıfat arasına girmezler.
  • a wall ða big wall ð a very big wall
Ancak asla yan yana kullanılmazlar.Yani bir determiner bir diğerini niteleyemez.
  • Some of my friends, some of the friends (not some the friends veya some my friends)
Beşe ayrılırlar:
Articles               : a/an, the
Possessives         : my, your, his, her, its, your, our, their
Demonstratives  : this, that, these, those
Quantifiers         :
Modifiers and others: