Kelime birikimi sağlamak bir süreç meselesi olduğundan kısa süreli çözümlemelere çok açık bir alan olduğunu söyleyemeyiz. Peki ,bu bölümde azami doğru sayısına ulaşmak için kısa süreli çalışmalarda bize destek olabilecek çalışmalar nelerdir o halde biraz bundan bahsedelim.
Öncelikle sınavların aslında düzenlendiği alanda adayların ayrışabilen ve spesifik bilgilere ne kadar vakıf olup olmadığını ölçtüğünü kabul etmeliyiz. Dolayısıyla bu ölçme metodu aslında sınavın alanı ile ilgili bir kelime dağarcığı da oluşturmaktadır. Bu kelimelerden en çok ve en sık kullanılanları “English Anchor Vocabulary ‘’ kaynak kitabımızda bulabilir ve bu kaynak üzerinden bulmacalar eşliğinde zevkli bir şekilde kelime çalışmalarınızı yapabilirsiniz.
Bu bölümde KPDS,ÜDS ve Proficiency sınavlarının artık ortak kelimeleri haline gelmiş kelimelere nasıl yaklaşabileceğimizi anlatalım.
Öncellikle bir kelimenin olumsuz bir ifade mi yoksa olumlu bir ifade mi barındırdığını bilmeliyiz. Çünkü bu bile cümle içerisinde bir anlamlı bütünlük oluşturduğumuz takdirde çok işimize yarayacaktır. Olumsuz bir anlamsal bütünlük içerisinde olumlu bir kelime yerine olumsuz olduğunu düşündüğümüz bir kelimeye yönelirken,olumlu bir anlam bütünlüğü oluşmuş cümlede doğaldır ki olumlu anlamı olan kelimeleri aramak gerekir.
Bu arada tabi ki olumlu gibi görünen ancak olumsuz anlamalar barındıran kelimelere de dikkat etmemiz gerekir.
Örneğin;
Reluctant(ly) kelimesi ilk bakışta olumlu gibi gelmektedir oysa ki isteksiz(ce) anlamındadır ve olumsuz bir ifade barındırmaktadır.
Kelimeler ile bize ipucu verebilecek Önekler ve Köklere bakarak da kelime hakkında bilgi sahibi olabilir ve cümleye anlamsal olarak uygun düşebilecek kelimeleri seçenekler içinde ayrışırabiliriz.
Bu nedenle bu ön ekleri,son ekleri ve önemli kökleri öğrenmemizde fayda vardır.
2011 KPDS İlkbahar(Mayıs) Kelime Sorularına birlikte bakalım.
Hükümet sahillerdeki çarpık yapılaşmayı ortadan kaldırmak için girişimde bulunacakmış. Eylem “müdahele” yani içeriye doğru yapılan bir eylem olduğu için “-in” ön eki le başlayan “initiative” fiili hem yapısal olarak, hem de anlamsal olarak doğrudur. “investment-yatırım”da içeri doğru yapılan bir eylemdir. Şıkların adaylara göre yer değiştirmediği eski sistemde şıklar iki veya üçe indirildiğinde üstteki şık çoğunlukla doğru cevap oluyordu. Bu sorular kılavuz testin soruları olduğu için bu kural burada da geçerli. O nedenle doğru cevap B.
Ortak eylem bildiren fiiller genellikle co- ön eki aldığı için C şıkkındaki “common” doğru sıfat olmaktadır. Cevap: C. Burada bilişsel süreçlerin (cognitive processes) taşıdığı ortak özelliklerden söz edildiği için ortak yapılan bir eylem söz konusu.
Bu sorunun şıklarındaki “apply, owe, contribute, pertain, attribute” fiillerinin hepsi de “to” alır. Bu nedenle çeldiricili bir sorudur. Ancak bu fiillerin yalnızca bir tanesi ortaklaşa yapılan bir eylemi anlatıyor; co- ön ekiyle başlayan contribute. Yani Marie Elizabeth Zakrzewska (X), women (Y)"lere katkıda bulunuyor. X ve Y olmadan co- lu bir eylem olmuyor. Cevap D.
AB Dışişleri bakanları, Sırbistan’dan iki kaçağı iade etmesini istiyormuş. E şıkkındaki "Turn" dönmek, çevirmek anlamlarına geldiği için doğru. Turn over, teslim etmek. Burada eylemin yönü değil de fiil kökü bizi sonuca götürdü. Cevap E.
Önek | Anlamı | Örnekler |
a, an | without, not | asexual, amoral, anarchy, anhydrous, Anabaptist, anachronism |
ab, abs, a | apart, away from | abnormal, abduct, abductor (muscle), abscission .See ad in Prefixes, |
ad | toward | adhere, adductor (muscle) . See ab in Prefixes section), adumbrate |
agere | act | agent, agency, agenda |
amphi, ambi | round, both sides | amphitheater, amphibian, ambidextrous, ambivalent |
ante | before | antedate, anteroom, antecedent, anterior |
anthro | man | anthropology, anthropomorphic |
anti | against | antipathy, antitank, anticlimax |
aqua | water | aquarium, aqueous |
archaios | ancient | archeology, archetype, archaic, archeozoic |
archos | leader, first, chief | monarchy, oligarchy, anarchy, archetype, architect |
audio | hear | audiophile, audiometer, auditory |
auto | self | automatic, automaton, auto-immune |
bi | two | bi-partisan, bisexual, biennial, binary, bicuspid, bivalve |
bene | well, favorable | benefit, benevolent, benefactor, beneficent |
bible | book | bibliography, Bible, bibliophile |
bio | life | biology, biography, bio-active |
caco | bad | cacophony |
cide | kill | homicide, parricide, germicidal, ecocide |
circum | around | circumference, circumlocution, circumnavigate |
constitutus | stand | constitution, statute |
corpus | body | corpse, corporeal punishment, corpus callosum |
cracy | rule | democracy, theocrat, technocracy |
credo | belief | credit, (see also roots section) |
demos | people | democracy, demographic |
di | two, double | dimorphism, dicotyledon, diatomic |
dia | across, through | diagonal, dialectic, dialogue, diagnosis |
dis | not, apart | disperse, disinherit, disenfranchise, distend |
dominus | lord | dominant, dominion |
dynasthai | be able | dynamic, dynamo, dynasty, dynamite |
ego | I, self | ego, egomaniac, egocentric, |
epi | upon, over | epidermis, epidemic, epigram, epitaph, epithet, epiphyte, epistasis, epinephrine, epiphysis |
ex | out | exotic, exterior, extraneous, extemporaneous, exophalmic, exogenous, exothermic, exoskeleton |
federis (ayrıca kökler bölümüne bknz.) | league, pact | federation, confederate |
frater | brother | fraternize, fraternity, fraternal, fratricide |
geo | earth | geology, geography, geocentric, geomancy |
graph (ayrıca kökler bölümüne bknz.) | write, record | graphic, graphite, graphology, |
hetero | mixed, unlike | heterogeneous, heterosexual, heterodox, heterodont, hetero atom, heterocyclic, heterozygous, |
homo | same, alike | homogeneous, homogenized, homozygous, homolytic fission, Homo sapiens, homonid, homeostasis |
idem | the same | identity, idiopathic, I, individual |
ideo | idea | ideology, ideation, ideal |
idios | one's own | idiom, idiosyncrasy, idiopathic |
in | in | incarcerate, incorporate, inculcate, induction, inductance, indigenous, indicator, inspiration |
in, im | not | incredible, ignoble, inglorious, inhospitable, infinite, infinitesimal, immoral |
inter | between | interact, interstellar, interpret, interstitial |
legis (lex) | law | legal, legislature |
lexis | word | lexicon, lexicography |
liber | free, book | liberty, library, liberal |
locus | place | locality, local, circumlocution |
macro | large | macroeconomics, macroscopic, macrophage |
mania (ayrıca kökler bölümüne bknz.) | obsession | maniac, Beatlemania |
meter (ayrıca kökler bölümüne bknz.) | measure | metronome, speedometer, odometer |
micro | small | microscope, micron, micrometer, microorganism |
mittere, mitto (ayrıca kökler bölümüne bknz.) | send | mission, transmit, remit |
mono | one, single | monocle, monopoly, monogamy, monovalent, monomania, monarchy |
mortis | death | mortician, mortuary, moribund, morbid |
nomen | name | noble, ignominy, nomenclature, nominal |
olig | few | oligarchy, oligopoly |
pater | father | paternal, paternity, patricide |
ped (ayrıca kökler bölümüne bknz.) | foot | pedestrian, pedal, pedicure, podiatrist |
peri | around | peripatetic, periscope, perineum, peritoneum |
phage (ayrıca kökler bölümüne bknz.) | eat | phagocyte, phagocytosis |
philo | love | philosophy, philanthropy |
phobos (ayrıca kökler bölümüne bknz.) | ||
phon (ayrıca kökler bölümüne bknz.) | ||
polein | sell | monopoly |
polis (ayrıca kökler bölümüne bknz.) | city | political, metropolitan |
poly (ayrıca kökler bölümüne bknz.) | many | polygamy, polyphonic, hoi polloi |
porto | carry | porter, export |
post | after | post script (p.s.), ex post facto, post hoc, post-mortem |
pre | before | premier, preview, premium, prescient |
pro | before, in favor of | project, projectile, |
psyche | mind, soul | psychology |
publicus | people | public, republic, pub, publican |
riparia | river | riparian |
scope | examine | microscope, oscilloscope |
scribo (see Roots section also) | write | transcribe, scribe, script |
solus | alone | solo, solitary |
subter | under, secret | subterfuge, subtle, subaltern, subterranean |
syn, sym (b, p, m öncesi "sym") | together, with | synchronize, syncretic, syncope symphony, sympathy, symmetric |
tele | distance | telegraph, telephone, teleology |
trans | across | transport, transcend, transmogrify |
utilis | useful | utility, utilitarian |
vide, visibil, vis | see | video, vision, visible |
Kök | Anlamı | Örnekler |
acer, acid, acri | bitter, sour, sharp | acerbic, acidity, acrid, acrimony |
acu | sharp | acute, acupuncture, accurate |
ag, agi, ig, act | do, move, go | agent, agenda, agitate, navigate, ambiguous, action |
ali, allo, alter | other | alias, alibi, alien, alloy, alter, alter ego, altruism |
alt(us) | high, deep | altimeter, altitude |
am, amor | love, liking | amiable, amorous, enamoured |
anni, annu, enni | year | anniversary, annually, centennial |
anthrop | man | anthropology, misanthrope, philanthropy |
anti(co) | old | antique, antiquated, antiquity |
arch | chief, first, rule | archangel, architect, archaic, monarchy, matriarchy, patriarchy, Archeozoic era |
aster, astr | star | aster, asterisk, asteroid, astronomy, astronaut |
aud, aus | hear, listen | audiology, auditorium, audio, audition, ausculate |
aug, auc | increase | augur, augment, auction |
auto, aut | self | automobile, autograph, automatic |
belli | war | rebellion, belligerent, casus belli, bellicose |
bibl | book | Bible, bibliography, bibliomania |
bio | life | biology, biometrics, biome, biosphere |
brev | short | abbreviate, brief |
cad, cas | to fall | cadaver, cadence, cascade |
calor | heat | calorie, caloric, calorimeter |
cap, cip, cept | take | capable, intercept, forceps, capture, except, reciprocate |
capit, capt | head | decapitate, capital, captain, caption |
carn | flesh | carnivorous, incarnate, reincarnation, carnal |
caus, caut | burn, heat | caustic, cauldron, cauterize |
cause, cuse, cus | cause, motive | because, excuse, accusation |
ced, ceed, cede, cess | move, yield, go, surrender | procedure, proceed, cede, concede, recede, precede, accede, success |
cenetri | center | concentric, centrifugal, centripetal, eccentric |
chrom | color | chrome, chromosome, polychrome, chromatic |
chron | time | chronology, chronometer, synchronize |
cide, cise | cut down, kill | homicide, exorcise, germicide, incision, scissors |
cit | call, start | incite, citation, cite |
civ | citizen | civic, civil, civilian, civilization |
clam, claim | cry out | exclamation, clamor, proclamation, reclamation, acclaim |
clud, clus, claus | shut | include, conclude, recluse, claustrophobia, occlusion, occult |
cognoac, gnosi | know | recognize, prognosis, cognoscenti, incognito, agnostic |
cord, cor, cardi | heart | cordial, concord, discord, courage, encourage |
corp | body | corporation, corporal punishment, corpse, corpulent, corpus luteum |
cosm | universe, world | cosmos, microcosm, cosmopolitan, cosmonaut |
crat, cracy | rule | autocrat, aristocrat, theocracy, technocracy |
crea | create | creature, recreation, creation |
cred | believe | creed, credo, credence, credit, credulous, incredulous, incredible |
cresc, cret, crease, cru | rise, grow | crescendo, concrete, increase, decrease, accrue |
crit | separate, choose | critical, criterion, hypocrite |
cur, curs | run | current, concurrent, concur, incur, recur, occur, courier, precursor, cursive |
cura | care | curator, curative, manicure |
cycl, cyclo | wheel, circular | Cyclops, unicycle, bicycle, cyclone, cyclic |
deca | ten | decade, decalogue, decathlon, decahedron |
dem | people | democracy, demography, epidemic |
dent, dont | tooth | dental, denture, orthodontist, periodontal |
derm | skin | hypodermic, dermatology, epidermis, taxidermy |
dict | say, speak | dictation, dictionary, dictate, dictator, Dictaphone, edict, predict, verdict, contradict, benediction |
doc, dokein | teach | doctrine, indoctrinate, document, dogma, dogmatic |
domin | master | dominate, dominion, predominant, domain |
don | give | donate, condone |
dorm | sleep | dormant, dormitory |
dox | opinion, praise | orthodox, heterodox, paradox, doxology |
drome | run, step | syndrome (run together), hippodrome (place where horses run) |
duc, duct | lead | induce, seduce (lead aside), produce, reduce |
dura | hard, lasting | durable, duration, endure |
dynam | power | dynamo, dynamic, dynamite, hydrodynamics |
endo | within | endorse, endocardial, endoskeletal, endoskeleton, endosperm |
equi | equal | equinox, equilibrium, equipoise |
erg | work | energy, erg, allergy, ergometer, ergograph, ergophobia |
fac, fact, fic, fect | do, make | factory, fact, manufacture, amplification, confection |
fall, fals | deceive | fallacy, falsify, fallacious |
fer | bear, carry | ferry, coniferous, fertile, defer, infer, refer, transfer |
fid, fide, feder(is) | faith, trust | confidante, fidelity, confident, infidelity, infidel, federal, confederacy, semper fi |
fila, fili | thread | filigree, filament, filter, filet, filibuster |
fin | end, ended, finished | final, finite, finish, confine, fine, refine, define, finale |
fix | fix | fix, fixation, fixture, affix, prefix, suffix |
flex, flect | bend | flex, reflex, flexible, flexor, inflexibility, reflect, deflect |
flu, fluc, fluv | flowing | influence, fluid, flue, flush, fluently, fluctuate |
form | form, shape | form, uniform, conform, formulary, perform, formal, formula |
fort, forc | strong | fort, fortress, fortify, forte, fortitude |
fract, frag | break | fracture, infraction, fragile, fraction, refract |
gam | marriage | bigamy, monogamy, polygamy |
gastr (o) | stomach | gastric, gastronomic, gastritis, gastropod |
gen | birth, race, produce | genesis, genetics, eugenics, genealogy, generate, genetic, antigen, pathogen |
geo | earth | geometry, geography, geocentric, geology |
germ | vital part | germination, germ, germane |
gest | carry, bear | congest, gestation |
gloss, glot | tongue | glossary, polyglot, epiglottis |
glu, glo | lump, bond, glue | glue, agglutinate, conglomerate |
grad, gress | step, go | grade, gradual, graduate, progress, graduated, egress |
graph, gram | write, written | graph, graphic, autograph, photography, graphite, telegram |
grat | pleasing | congratulate, gratuity, grateful, ingrate |
grav | heavy, weighty | grave, gravity, aggravate, gravitate |
greg | herd | gregarious, congregation, segregate, gregarian |
hypn | sleep | hypnosis, hypnotherapy |
helio | sun | heliograph, heliotrope, heliocentric |
hema, hemo | blood | hemorrhage, hemoglobin, hemophilia, hemostat |
here, hes | stick | adhere, cohere, cohesion, inherent, hereditary |
hetero | different | heterogeneous, heterosexual, heterodox |
homo | same | homogeneous, homonym, homogenize |
hum, human | earth, ground, man | humus, exhume, humane |
hydr, hydra, hydro | water | dehydrate, hydrant, hydraulic, hydraulics, hydrogen, hydrophobia |
ignis | fire | ignite, igneous, ignition |
ject | throw | deject, inject, project, eject, interject |
join, junct | join | adjoining, enjoin, juncture, conjunction, injunction, conjunction |
juven | young | juvenile, rejuvenate |
lau, lav, lot, lut | wash | launder, lavatory, lotion, ablution, dilute |
leg | law | legal, legislate, legislature, legitimize |
levi | light | alleviate, levitate, levity |
liber, liver | free | liberty, liberal, liberalize, deliverance |
liter | letters | literary, literature, literal, alliteration, obliterate |
loc, loco | place | locality, allocate, locomotion |
log, logo, ology | word, study, speech | catalog, prologue, dialogue, logogram (symbol representing a word), zoology |
loqu, locut | talk, speak | eloquent, loquacious, colloquial, circumlocution |
luc, lum, lus, lun | light | translucent, luminary, luster, luna (moon goddess) |
macr-, macer | lean | emaciated, meager |
magn | great | magnify, magnificent, magnanimous, magnate, magnitude, magnum |
man | hand | manual, manage, manufacture, manacle, manicure, manifest, maneuver, emancipate |
mand | command | mandatory, remand, mandate |
mania | madness | mania, maniac, kleptomania, pyromania |
mar, mari, mer | sea, pool | marine, marsh, maritime, mermaid |
matri | mother | matrimony, maternal, matriarchate, matron |
medi | half, middle, between, halfway | mediate, medieval, Mediterranean, mediocre, medium |
mega | great | megaphone, megalopolis, megacycle (a million cycles), megaton |
mem | remember | memo, commemoration, memento, memoir, memorable |
meter | measure | meter, voltammeter, barometer, thermometer |
micro | small | microscope, microfilm, microcard, microwave, micrometer |
migra | wander | migrate, emigrant, immigrate |
mit, miss | send | emit, remit, submit, admit, commit, permit, transmit, omit, intermittent, mission, missile |
mob, mot, mov | move | mobile, motionless, motor |
mon | warn, remind | monument, admonition, monitor, premonition |
mor, mort | mortal, death | mortal, immortal, mortality, mortician, mortuary |
morph | form | amorphous, dimorphic, metamorphosis, morphology |
multi | many, much | multifold, multilingual, multiped, multiply |
nat, nasc | to be from, to spring forth | innate, natal, native, renaissance |
neo | new | Neolithic, nuveau riche, neologism, neophyte, neonate |
neur | nerve | neuritis, neuropathic, neurologist, neural, neurotic |
nom | law, order | autonomy, astronomy, gastronomy, economy |
nomen, nomin | name | nomenclature, nominate, ignominious |
nov | new | novel, renovate, novice, nova, innovate |
nox, noc | night | nocturnal, equinox, noctilucent |
numer | number | numeral, numeration, enumerate, innumerable |
numisma | coin | numismatics |
oligo | few, little | Oligocene, oligosaccharide, oligotrophic, oligarchy |
omni | all, every | omnipotent, omniscient, omnipresent, omnivorous |
onym | name | anonymous, pseudonym, antonym, synonym |
oper | work | operate, cooperate, opus |
ortho | straight, correct | orthodox, orthodontist, orthopedic, unorthodox |
pac | peace | pacifist, pacify, pacific ocean |
paleo | old | Paleozoic, Paleolithic, paleomagnetism, paleopsychology |
pan | all | Pan-American, pan-African, panacea, pandemonium (place of all the demons), |
pater, patr | father | paternity, patriarch, patriot, patron, patronize |
path, pathy | feeling, suffering | pathos, sympathy, antipathy, apathy, telepathy |
ped, pod | foot | pedal, impede (get feet in a trap), pedestrian, centipede, tripod, podiatry, antipode |
pedo | child | orthopedic, pedagogue, pediatrics |
pel, puls | drive, urge | compel, dispel, expel, repel, propel, pulse, impulse, pulsate, compulsory, expulsion, repulsive |
pend, pens, pond | hang, weigh | pendant, pendulum, suspend, appendage, pensive |
phage | eat | macrophage, bacteriophage |
phil | love | philosophy, philanthropy, philharmonic, bibliophile |
phlegma | inflammation | phlegm, phlegmatic |
phobia, phobos | fear | phobia, claustrophobia, acrophobia, aquaphobia, ergophobia, homophobia |
phon | sound | phonograph, phonetic, symphony, homophone, euphonious |
photo | light | photograph, photoelectric, photogenic, photosynthesis |
plac, plais | please | placid, placebo, placate, complacent |
plu, plur, plus | more | plural, pluralist, plus |
pneuma, pneumon | breath | pneumatic, pneumonia, |
pod (see ped) | ||
poli | city | metropolis, police, politics, Indianapolis, megalopolis, acropolis |
poly | many | polysaccharide, polyandrous, polytheistic |
pon, pos, pound | place, put | postpone, component, opponent, proponent, expose, impose, deposit, posture, position, expound, impound |
pop | people | population, populous, popular |
port | carry | porter, portable, transport, report, export, import, support, transportation |
portion | part, share | portion, proportion |
pot | power | potential, potentate, impotent |
prehendere | seize, grasp | apprehend, comprehend, comprehensive, prehensile |
prim, prime | first | primacy, prima donna, primitive, primary, primal, primeval |
proto | first | prototype, protocol, protagonist, protozoan, Proterozoic, protoindustrial |
psych | mind, soul | psyche, psychiatry, psychology, psychosis |
punct | point, dot | punctual, punctuation, puncture, acupuncture, punctuation |
reg, recti | straighten | regiment, regular, rectify, correct, direct, rectangle |
ri, ridi, risi | laughter | deride, ridicule, ridiculous, derision, risible |
rog, roga | ask | prerogative, interrogation, derogatory |
rupt | break | rupture, interrupt, abrupt, disrupt, ruptible |
sacr, sanc, secr | sacred | sacred, sacrosanct, sanction, consecrate, desecrate |
salv, salu | safe, healthy | salvation, salvage, salutation |
sat, satis | enough | satient (giving pleasure, satisfying), saturate, satisfy |
sci, scientia | know | science, conscious, omniscient, cognocienti |
scope | see, watch | telescope, microscope, kaleidoscope, periscope, stethoscope |
scrib, script | write | scribe, scribble, inscribe, describe, subscribe, prescribe, manuscript |
sed, sess, sid | sit | sediment, session, obsession, possess, preside, president, reside, subside |
sen | old | senior, senator, senile |
senescere | to grow old | senescence, evanescent |
sent, sens | feel | sentiment, consent, resent, dissent, sentimental, sense, sensation, sensitive, sensory, dissension |
sequ, secu, sue | follow | sequence, consequence, sequel, subsequent, prosecute, consecutive, second, ensue, pursue |
serv | save, serve | servant, service, subservient, servitude, preserve, conserve, reservation, deserve, conservation, observe |
sign, signi | sign, mark, seal | signal, signature, design, insignia, significant |
simil, simul | like, resembling | similar, assimilate, simulate, simulacrum, simultaneous |
sist, sta, stit | stand | assist, persist, circumstance, stamina, status, state, static, stable, stationary, substitute |
solus | alone | solo, soliloquy, solitaire, solitude |
solv, solu | loosen | solvent, solve, absolve, resolve, soluble, solution, resolution, resolute, dissolute |
somnus | sleep | insomnia, somnambulist |
soph | wise | sophomore (wise fool), philosophy, sophisticated |
spec, spect, spic | look | specimen, specific, spectator, spectacle, aspect, speculate, inspect, respect, prospect, retrospective, introspective, expect, conspicuous |
sphere | ball, sphere | sphere, stratosphere, hemisphere, spheroid |
spir | breath | spirit, conspire, inspire, aspire, expire, perspire, respiration |
string, strict | draw tight | stringent, strict, restrict, constrict, boa constrictor |
stru, struct | build | construe (build in the mind, interpret), structure, construct, instruct, obstruct, destruction, destroy |
sume, sump | take, use, waste | consume, assume (to take, to use), sump pump presumption (to take or use before knowing all the facts |
tact, tang, tag, tig, ting | touch | tactile, contact, intact, intangible, tangible, contagious, contiguous |
tele | far | telephone, telegraph, telegram, telescope, television, telephoto, telecast, telepathy |
tempo | time | tempo, temporary, extemporaneously, contemporary, pro tem, temporal |
ten, tin, tain | hold | tenacious, tenant, tenure, untenable, detention, retentive, content, pertinent, continent, obstinate, contain, abstain, pertain, detain |
tend, tent, tens | stretch, strain | tendency, extend, intend, contend, pretend, superintend, tender, extent, tension, pretense |
terra | earth | terrain, terrarium, territory, terrestrial |
test | to bear witness | testament, detest, testimony, attest |
the, theo | God, a god | monotheism, polytheism, atheism, theology |
therm | heat | thermometer, theorem, thermal, thermos bottle, thermostat, hypothermia |
thesis, thet | place, put | antithesis, hypothesis, synthesis, epithet |
tom | cut | atom (not cuttable), appendectomy, tonsillectomy, dichotomy, anatomy |
tort, tors | twist | torture (twisting to inflict pain) retort, extort, distort, contort, torsion, tortuous, torturous |
tox | poison | toxic, intoxicate, antitoxin |
tract, tra | draw, pull | tractor, attract, subtract, tractable, abstract, subtrahend |
tom | cut | atom (not cutable, smallest particle of matter), appendectomy, tonsillectomy, dichotomy, anatomy |
tort, tors | twist | torture (twisting to inflict pain), retort, extort (twist out), distort, contort, torsion |
tox | poison | toxic, intoxicate, antitoxin |
tract, tra | draw, pull | tractor, attract, traction, subtract, tractable, abstract (to draw away), subtrahend (the number to be drawn away from another). |
trib | pay, bestow | tribute, contribute, attribute, retribution, tributary |
turbo | disturb | turbulent, disturb, turbid, turmoil |
typ | type, prototype, typical, typography, typewriter, typology, typify | |
ultima | last | ultimate, ultimatum |
umber, umbraticum | shadow | umbra, penumbra, (take) umbrage, adumbrate |
uni | one | unicorn, unify, university, unanimous, universal |
vac | empty | vacate, vacuum, evacuate, vacation, vacant, vacuous |
vale, vali, valu | strength, worth | equivalent, valiant, validity, evaluate, value, valor |
ven, vent | come | convene, intervene, venue, convenient, avenue, circumvent, invent, convent, venture, event, advent, prevent |
ver, veri | true | very, aver, verdict, verity, verify, verisimilitude |
vert, vers | turn | avert, divert, invert, introvert, convertible, reverse, controversy, versatile |
vic, vicis | change, substitute | vicarious, vicar, vicissitude |
vict, vinc | conquer | victor, evict, convict, convince, invincible |
vid, vis | see | video, evident, provide, providence, visible, revise, supervise, vista, visit, vision |
viv, vita, vivi | alive, life | revive, survive, vivid, vivacious, vitality, vivisection |
voc | call | vocation, avocation, convocation, invocation, evoke, provoke, revoke, advocate, provocative, vocal |
vol | will | malevolent, benevolent, volunteer, volition |
volcan | fire | volcano, vulcanize, Vulcan |
volvo | turn about, roll | revolve, voluble (easily turned about or around or talkative), voluminous, convolution |
vor | eat greedily | voracious, carnivorous, herbivorous, omnivorous, devour |
zo | animal | zoo (short for zoological garden), zoology, zoomorphism (attributing animal form to god), zodiac (circle of animal constellations), protozoan |
Sonek | Anlamı | Örnekler |
able, ible | able, capable | capable, agreeable, edible, visible |
ade | result of action | blockade |
age | act of, state of, result of | storage, wreckage, damage |
al | relating to | gradual, manual, natural |
algia | pain | neuralgia, nostalgia, myalgia |
an, ian | native of, relating to | African, riparian, |
ance, ancy | action, process, state | assistance, allowance, defiance |
ary, ery, ory | relating to, quality, place where | aviary, bravery, dormitory |
cian | possessing a specific skill or art | magician, physician, |
cy | action, function | hesitancy, prophecy, normalcy |
cule, ling | very small | molecule, ridicule, animalcule, duckling, sapling |
dom | quality, realm | freedom, kingdom, wisdom |
ee | one who receives the action | refugee, nominee, lessee |
en | made of, to make | silken, frozen, wooden |
ence, ency | action, state of, quality | difference, confidence, urgency, agency |
er, or | one who, that which | baker, miller, professor |
escent | in the process of | adolescent, senescence, putrescence |
ese | a native of, the language of | Javanese, Japanese, Balinese |
esis, osis | action, process, condition | genesis, hypnosis, neurosis, osmosis |
ess | female | goddess, lioness, actress |
et, ette | small one, group | midget, baronet, sextet, lorgnette |
fic | making, causing | scientific, specific |
ful | full of | frightful, careful, helpful |
fy | make | beautify, fortify, simplify |
hood | order, condition, quality | manhood, adulthood |
ic | nature of, like | metallic, acidic, bucolic, simplistic |
ice | condition, state, quality | justice, malice |
id, ide | a thing connected with or belonging to | fluid, fluoride, bromide |
ile | relating to, suited for, capable of | juvenile, senile, purile, missile |
ine | nature of | feminine, genuine, medicine |
ion, sion, tion | act, result, or state of | cancellation, contagion, infection, crenellation |
ish | origin, nature, resembling | foolish, Irish, clownish, impish |
ism | system, manner, condition, characteristic | alcoholism, communism, capitalism, |
ist | one who, that which | artist, dentist, flautist |
ite | nature of, quality of, mineral product | prelate, Mennonite, dynamite, graphite, Israelite |
ity, ty | state of, quality | celebrity, captivity, clarity, poverty |
ive | causing, making | abusive, exhaustive, abortive |
ize, ise | make | emphasize, exercise, bowdlerize, bastardize, idolize, fanaticize |
logy | study, science, theory | biology, anthropology, geology, neurology |
ly | like, manner of | carelessly, fearlessly, hopelessly |
ment | act of, state or, result | containment, contentment, amendment |
ness | state of | carelessness, restlessness |
nomy | law | autonomy, economy, taxonomy |
oid | resembling | asteroid, spheroid, rhomboid, anthropoid |
ous | full of, having | gracious, nervous, pompous, |
ship | state of, office, quality | assistantship, friendship, authorship |
some | like, apt, tending to | lonesome, lissome, threesome, gruesome |
tude | state of, condition of | gratitude, aptitude, multitude |
ure | state of, act, process, rank | culture, literature, rupture, rapture |
ward | in the direction of | eastward, downward, backward |
y | inclined to, tend to | cheery, crafty, faulty |
TIME ve TENSE SORULARI
v Soru kökünde herhangi bir zaman verilmemişse burada mutlaka anlatılan konunun genel mi spesifik özel bir konu mu olduğunu anlamamız gerekir. ‘Scientists,Astronomers,WHO(World Health Organisation),Adults,Teenagers’ gibi özneler bize daha çok genel bir durumu anlatır.
Eğer genel bir durumdan söz ediliyorsa bu durumda cevaplarda mutlaka bir ‘present’ yapı aramalıyız.Ancak soru kökünde özel bir durum anlatılıyorsa bu durumda ‘past’ bir yapı aramalıyız.
2011 İlkbahar KPDS
Bu cümlede bir zaman verilmemiştir ancak varlıklar hakkında genel bir bilgi verildiğinden cümle yapısı ‘present’ olmalıdır. D doğru cevaptır. C şıkında ikinci cümle “past” anlamlı olduğundan yanlıştır.
v So far, up to know,until now,yet,lately,recently,in the last two years/three weeks,over the past two years…, through(out) history/literature,since+V2 ya da past anlamlı bir noun gibi zaman ifadelerini gödüğümüzde bu cümlelerin zamanlarının “present perfect” ya da “present perfect continous” olduğunu bilmeliyiz.
- Helen ---- her driving test five times so far without success, but she ---- yet.
A) takes / isn't giving up
B) has taken / hasn't given up
C) was taking / didn't give up
D) is taking / doesn't give up
E) took / wasn't giving up
Burada “so far” ve “yet” ifadeleri “present perfect” yapıya işaretr etmektedir.
- The weather conditions ---- throughout the day and now the ground officials are confident that the
championship game ---- ahead.
A) have been improving / will go
B) will be improving / is going
C) have improved / was going
D) are improving / has gone
E) improved / went
v Yukarıdaki örnek soruda dikkat etmemiz gereken bir başka kullanım da bulunmaktadır.
….believe that
Present form + … sure that
….certain that
….confident that yapılarından sonar yaygın olarak “will” aramamız gerekir.
v “By” zaman ifadesi olarak kullanıldığında kullanıldığı zaman formatı içinde belli kurallara dayanmaktadır.
“By+future time” bizden “will have V3” ya da “will have been Ving” ister.
“By+past time” bizden “had V3” ya da “had been Ving” ister.
“By
the time” ise cümle ile kullanılmalıdır ve kendine ait cümle “present”
olduğunda “wil have V3/will have beenVing” işaret ederken; kendine ait
cümlede “simple past/was-were/” kullanıldığında “had V3/had been Ving”
istemektedir.
- By the 16th century, Austria ---- so large that its emperor ---- all
of modern Austria, Belgium, the Netherlands, Czechoslovakia,
Hungary and Spain as well as parts of Italy and Yugoslavia.
A) has become / ruled
B) was becoming / has ruled
C) was going to become / rule
D) had become / was ruling
E) becomes / has been ruling
Bu soruda “By” ile bir “past” zaman kullanımı bulunmaktadır dolayısıyla öncelikli olarak “past perfect” bir
ifade gerekmektedir.
- I expect you ---- from school by this time next year and ---- for a job.
A) have graduated / will have looked
B) are graduating / have been looking
C) will have graduated / will be looking
D) graduate / will have been looking
E) were graduating / are going to look
Burada “by” bir future zamanla kullanıldığından mutlaka “future perfect” bir yapı aranmalıdır.
******
Zaman sorularında unutmamız gereken bir diğer konu da bir bütün yapı
içinde verilen bir zaman başka bir zaman yapısı ile değiştirilmediği
yani başka bir zaman yapısı verilmediği sürece genelde esas olan zamana
bağlı kalınması gereğidir. Ancak “time” ile “tense” karıştırılmamalıdır.
“Time” değişmese de “Tense” değişikliği
öncelik-sonralık,devamlılık,genelilik açısından değişiklik gösterebilir.
Böyle bir “tense” değişkliği zaman uyumu açısından bir sorun teşkil
etmez.
- When Chilean separatist forces ---- an independent Chile in
1818, the vice-royalty of Peru ---- over Chile for almost three
centuries.
A) declared / had been ruling
B) has declared / was ruling
C) was declaring / has been ruling
D) is declaring / ruled
E) had declared / will have ruled
Bu soruda gördüğümüz gibi zaman “past” bir zamandır ve kesin
zaman ifadesi olması nedeyle ilk boşluk “simple past”
olmalıdır;ardından gelen cümlede ise “for” ile bir süreç
vurgusu yapıldığından “perfect” bir yapı kullanılmalıdır
yani “tense” “perfect” olmalıdır.İkinci cümle için bir zaman
değişkliğine gildilmediğinden dolayı da ikinci boşluğumuz
hala “past” bir yapıdır. Böylelikle oraya en uygun tercih “past
perfect” olacaktır.
v
“more and more” / “day by day” ifadeleri “continuous” anlatım biçimi
gerektirir. Ancak “past” mı “present” mı olduğunu cümlenin genel zaman
ifadesinden belirlememiz gerekir. Yani cümle ağırlıklı olarak “present”
ise “present continuous”, “past” ise “past continuous” gerekecektir.
-
More and more of my colleagues ---- these days because the owners of
the company have changed a lot of procedures. These changes won't affect
me though, because I ---- my job here only recently.
A) have left / was starting
B) leave / am starting
C) were leaving / started
D) left / start
E) are leaving / have started
Bu soruda zaman “these days” ile “present” yapılmıştır ve
“more and more” nedeniyle “present continuous” olması
gerekir.Cümlenin ikinci tarafı daha once verdiğimiz
“present perfect/present perfect continuous” kuralı
hatırlandığında kolayca cevaplanabilir,zaten bu bile
cümlemizin “present” olduğunu anlatmak için yeterlidir.
v “date
back” fiil kullanımına dikkat etmeliyiz. Bu fiil “past” bir zamanla
kullanıldığında çoğumuzu şaşırtabilmektedir. – e dayanmaktadır ifadesi
ise bize bun fiilin bu anlamda “present” kullanılması gerektiğini ifade
eder.
The new dam threatens town that dates back to the bronze age.
Bu bilgileri ise”present perfect” için cümle içerisinde “recently,lately…” gibi ifadelerle bulabiliriz ya da bir “past” eylem verilmişse onun öncesini anlatmak için “past perfect” kullanabiliriz. “Future perfect” için ise daha çok “by” ile kullanımlara dikkat etmemiz gerekir çünkü bunlar cümle içerisinde bize öncelik-sonralık anlatabilecek ifadelerdir.
***** “Present perfect/Present perfect continous” bir istisna olarak sadece “for two years/for a long time,several times” gibi ifadeler ile kurulmuş ve bir başka olaya-zamana dayandırılmamış yapılarda da kullanılabilir.
v “future” anlatmak için “will” ya da “be going to” bulunamazsa bu durumda “Present Continuous” ya da “Present Simple” aranmalıdır.
- My mother ---- her optician tomorrow because her eyesight ---- worse since she got this computing job.
A) has visited / is becoming
B) visited / was becoming
C) visits / becomes
D) is visiting / has become
E) was visiting / became
v “if” li bir cümlede “be to” / “am-is-are to” “will” yerine ve anlamında kullanılır.- If we are to save the Amur tiger, it must be a collective Russian effort.
v Periyod bildiren “for” kullanımına dikkat etmek gerekir. Örneğin “for two years” her zaman “Present Perfect” ya da “Present Perfect Continuous” anlatmayabilir.
Örneğin; I have lived (have been leaving) in Ankara for two years (now).
I lived in Samsun for two years when I was a child.
I had lived in Samsun for two years before we moved to Ankara.
I will have lived in Samsun for two years by next June.
v “would” kullanım çok sık rastlayabileceğimiz bir kullanım değildir. Seçenek olarak doğru olabilmesi için;
- Type 2 conditional (If clause),
- Past bir fiil ile yapılan “noun clause”da future yerine,
- “used to” anlamına gelen “would” olarak kullanılması gerekir.Burada çok dikkat etmemiz gereken bir konu da “used to” yerine kullanılan “would” asla “statement” larla kullanılmaz ancak anlık eylemlerle kullanabiliriz. “live,be,work…” gibi fiiller “statement” fiillerdir.
- When it was completed, the Eiffel Tower ---- the tallest building in the world, but now there are many
others which are taller than the Eiffel Tower.
A) would be
B) must be
C) used to be
D) was
E) has been
v “is the first time / is the second time / is the last time” gibi ifadeler “Present Perfect” ya da “Present Perfect Continuous” ister.
Don’t be too critical of Mark as this is the first time he’s played in such an important match.
***Ancak, “present” bir yapı içinde kullanılmamış hatta “for the first time” olarak kullanılmış ifadeler genellikle “past” olur.
- Cells ---- for the first time by the English scientist Robert Hooke, who, in 1665, ---- a book about his
findings.
A) were described / published
B) had described / would have published
C) could be described / was published
D) has described / had published
E) would be described / could be published
- When he ---- his room for the first time in his life, his mother ---- him a look of surprise.
A) will tidy / will be giving
B) had been tidying / was given
C) has been tidied / gives
D) was tidying / has given
E) tidied / gave
-Many psychological problems experienced during the Vietnam War by American soldiers were caused by
the fact that many young men were not sure exactly what they were fighting for.
- Decoupage, an art form that ---- in France during the 17th century ---- cutting out designs and patterned
materials and fastening them permanently to a surface.
A) has originated / will involve
B) originated / involves
C) was originating / is involving
D) will have originated / involved
E) is originating / was involving
v “Still” genellikle “present” zamanla kullanılsa da “past” zamanla da kullanılması mümkündür
Months after the graduation, he had still not found a job and begun to feel discouraged.
- I ---- glasses when I was younger, but now I ---- contact lenses.
A) was wearing / have had
B) have worn / am having
C) have been wearing / had
D) wear / was having
E) wore / have
- The ruins of ancient Troy ................. as breath-taking as those of Ephesus or Aphrodisias, but, for anyone who has ever read Homer’s Iliad or Odyssey, they have a romance few places on Earth ................. .
A) have not been / hoped to have matched
B) had not been / would hope to match
C) may not be / can hope to match
D) are not / hoped to match
E) could not have been / hope to match
Bu soru 2008 yılında sorulmuştur ve gördüğünüz gibi burada “ancient” kesinlikle ne zaman zarfıdır ne de öznedir. Özne bir tamlamadır ve kalıntılara işaret etmektir.Ayrıca cümlenin genel zamanının “present” verildiği çok açık.Bu durumu değiştirecek bir zaman kelimesi de ayrıca verilmemiştir. D şıkkı doğru olamıyor çünkü ikinci kısım bir zaman farklılığı oluşmamasına rağmen “past” olmuştur.Bu gibi durumlarda “modal” yapılarına dikkat edelim çünkü bir “present form” “modal” kullanılarak da rahatlıkla verilebilir.Doğru cevap C.Çünkü iki “modal” da “present form” olarak kullanılmıştır.
v Zaman zarflarından sonra “until/as soon as/ when/by the time, vb” ile “future” kullanılmaz. Bunun yerine “present” zaman kullanılır.
Doğru: I will love you until I die.
Yanlış: I will love you until I will die.
v “in + three years”, “within four hours” vb kullanımlar “future” zaman ister. Ancak burada cümlenin genel zamanına dikkat etmek gerekir çünkü “present” zamanlı bir cümlede “will” kullanılırken “past” zamanlı olduğunda “would” almaktadır.
-It is estimated that one fourth of all bird species will become extinct within the next two centuries.
v “After, before, by” gibi zarflar eylemler ve olaylar için bir öncelik-sonralık sıralaması yaparlar. Ancak bu zarflar “time” – zaman anlatmazlar, bu nedenle cümlenin genel zamanına bakarak sıralamamızı yapmamız gerekir.
Örneğin; “After”lı bir cümlede “next year” gibi bir ifade varsa burada “perfect” yapı “present” olmalıdır. Dolayısıyla “present perfect” kullanılabilir. Devam eden bir cümlede bulunuyorsa bu durumda o cümle “future” olmalıdır.
After she has graduated next year, she will work for an insurance company. Burada “after” cümlesinde “future” kullanılamayacağından “present”a gidilmiştir.
v It is predicted that…..
It is probable that…… peşlerinden “will” alırlar.
It is improbable that…
It is certain that………
v “No sooner…………………….. than genellikle “past perfect” ister.
Hardly/Scarcely/Borely……….. when
Ve bu bağlaçlar cümlenin başında kullanıldıklarında temsil ettikleri cümle devrik olur.
Hardly had he stepped outside when it started to rain.
Scarcely had he stepped outside when it started to rain.
No sooner had he stepped outside than it started to rain.
**** Devrik yapılar genellikle olumsuz anlam içeren zarflar cümlelerin başına getirildklerine kullanılırlar.
Not only …………but also
Not only ………….but……….as well
Not until………
No longer……..
Nowhere………
On no account…..
Under no circumstances….
In no case…….
In no way…….
At no time……
Little…….
Neither……
Nor…….
So……..that
Just as……..so………(ikinci cümle devrik olur)
Only if…….(ikinci cümle devrik olur)
Only when….(ikinci cümle devrik olur)
Only after…..(ikinci cümle devrik olur)
- ----- they offer him a partnership will the young architect stay with this firm.
A) Even if
B) Unless
C) Only if
D) In case
- ----- you eat plenty of fresh fruit and vegetables, and get plenty of exercise can you be really healthy.
A) Suppose that
B) Unless
C) Provided
D) Only if
E) As though
Only after the suspects had been arrested did the secret become known to everybody.
l don't like to waste my money eating at restaurants, and neither does my husband.
v Devrik yapılar “If Clause” ile de mümkündür.
Type 1: If she invites me,I will go. INVERSION-------- Should she invite me,I will go.
Type 2:If I were you,I would go. INVERSION----------- Were I you,I would go.
Type 3:If she had invited me,I would have gone. INVERSION----- Had she invited me,I would have gone
PREPOSITION SORULARI
Bu tip sorular hem tense sorularının adından gelmektedir hem de “cloze test” sorularında karşımıza
çıkmaktadır.
“Preposition” konusu kelime bilgisi ile aşağı yukarı benzerlik gösterir çünkü her ikiznde de anlam ön
plandadır.Ancak Türkçe’ye çevirerek yapmaya kalktığımızda bu konu biraz başımızı ağrıtabilir, Her edat
dilimize uygun bir anlam içerisinde olmayabilmektedir,ancak bazı basit edatların anlamlarını da bilmekte
fayda vardır.
Between: İki şeyin arası Among: İkiden fazla şeyin ya da grupların arasında.
-The firefly's light is produced by a chemical reaction …… oxygen in the air and two substances in the beetle's body.
A)among
B)between C)of
D)by E)through
v From….(in)to kalıbına dikkat edelim.
The captain decided to shelter the ship from the storm for the
night by sailing her into a small bay on the East coast of the
island.
-The most useful geothemal resources are hot water and steam trapped in
subsurface formations or reservations and having temperatures ranging
____ 80 centigrade ____ 350 centigrade.(2010 Mart)
A) from/to B) between/of
C) among/at D) withing/over E) under/off
v
İsim tamlamalarına dikkat etmeliyiz “of” ile bağlanacaklardır. “the”
ile verilmiş bir ismin önüne de “of” getirilmesi çok sık istenilen bir
durumdur.
There have been economies since the dawn of civilization, but as a field of study, economics has developed only recently.
-
Geochronology is the branch ____ geology that deals with the dating
____ the Earth by studying its rocks and contained fossils. (2011 Mayıs)
A)
in from B) of/of C)
within/through D) among/in E)
about/inside
-____ some cancers, the best therapy is a combination ____ surgery, radiation, and chemotherapy. (çıkmış soru)A) With/through B) About/in C) For/of D) At/within E) On/to
v “space” kelimesi sınavlarda sıkça kullanılan ve edatı sorulan isimlerdendir.
-The exoshphere, which is the uppermost layer of the atmoshphere, is an ill-defined zone beginning somewhere ____ the thermosphere, and fading off ____ the vacuum of space.(2011 Mart)
A) between/from B) on/away C) under/between D) above/into E) about/by
-In the future, there will probably be so many people with the power to send signals____ space that it will not be possible to communication ____ galaxies. (2011 Mart)
A) within/over B) upon/through C)into/between D) along/for E) in/by
İki soruda da görüyoruz ki uzay kelimesi bir yer ,bir boşluk ifade ettiğinden burayı kapsam açısından değerlendirmek gerekiyor ve içsellik anlamı veren “in/into” ya da dışsallık anlamı veren “out/out to” edatları uygun oluyor.
BAĞLAÇ SORULARI
Bağlaç sorularında en sık olarak karşımıza çıkan bağlaçlar zıtlık bağlaçlarıdır.Bu nedenle şıklarda bir zıtlık bağlacın varsa öncelikli olarak değerlendirilmelidir.
Bir zıtlı bağlacının doğru olup olmadığını en belirgin olarak bize anlatabilecek ipuçları olumsuzluk ifadeleridir.Olumsuzluk sadece “not” kullanımı ile değil aynı zamanda olumsuzluk katacak “nor,neither,without” gibi ifadelerle de verilebilir. Ayrıca bir kelimenin zıt kullanımı da bize bu bilgiyi verebilir.Örneğin, cümlenin ilk kısmında “backward” verilirken diğer kısmında “forward” verilmiş olabilir ya da “north” darken diğer cümlede “south” demiş olabilir.Tüm bu yapılar bize zıtlık anlatacaktır.İki zıtlık birden şıklarda verilmişse öncelikle bu bağlacın cümle ile mi yoksa isim ya da Ving ile mi kullanıldığına bakmaktır. Örneğin, Although,Eventhough,Though,While gibi zıtlık bağlaçlarının ardından cümle aramak gerekirken Inspite of,Despite gibi zıtlık bağlaçlarının ardından bir isim ya da isim tamlaması gelmektedir.Ayrıca However,Nevertheless,Nonetheless gibi zıtlıklara da dikkat etmek gerekir çünkü bunlar geçiş kelimeleridir ve bir noktalı virgülden sonra ya da nokta ile virgule arasında kullanılırlar. “But” virgülden sonra kullanılması uygun bir bağlaçtır. “Alhough,despite” zıtlık bağlaçları da yaygın olarak bilinenin aksine virgülden sonra kullanılabilirler.
****Nerede çokluk orada zıtlık kuralını mutlaka hatırlamalıyız.Bu aynı zamanda azlık içinde geçerlidir.
Çokluk ya da azlık anlatabilecek yapılar “high(ly),various,variety,less,major,little,minor,much,huge,only,most(of),all(of),very…”
Tüm bunların yanı sıra cümle başında verilen bir boşluk sıfat ya da zarf ile devam ediyorsa cevap “However/No matter how” olabilir.
“Once” bağlacı “present” ya da “past” yapıda kullanılabilir.Ancak “present” yapıda kullanıldığında genellikle “present perfect” ile kullanılır ve diğer cümle “future/will” olabilir.
“Now that” ise “present” zaman ile kullanımı uygun bir bağlaçtır ve genellikle “present perfect” ile kullanılır.
“so” ve “such” bağlaçları sıfat ile kullanıldıklarında “that” gerektiren yapılardır.Bu yüzden cümle içinde sıfat ve that bize “so” ve “such” anlatır. “such+a/an+adj+noun+that” /”so+adj+that” ya da “so+adj+a/an+noun+that”.Unutmayalım ki bu bağlaçlar cümle başında kullanıldıklarında diğer cümle devrik olur.
“only if” bağlacı da cümle başında kullanıldığında diğer cümleyi devrik yapar.
-…………..Uzbeks make up only 15% of Kyrgyzstan’s population of 5.4m, most of them live in the southern part of the country, where they make up the majority.
a) Although
b) In spite of
c) When
d) Because
e) Now that
-…………… the Soviet Union existed and the republics were part of the same country, this made little practical difference.
a) Before
b) When
c) If
d) While
e) As
-America is a country …… publicly prim that the New York Times, its leading newspaper, reviewed a book called “On Bullshit”, by Harry Frankfurt, without ever mentioning its title.
a) such
b) so
c) as
d) like
e) both
Bu soruda çoklukm açısından “much” kullanımını değerlendirebiliriz ancak “even if “ de zıtlık anlatacağından iki doğru cevap olamaz yani “alhough” bu şekilde elenmiş olur dolayısıyla “present perfect” kullanımı bize “once” ‘ı işaret ertmektedir.Doğru cevap A.
Bu soruda ise şıklara dikkat edersek “even though” ve “whereas” zıtlık anlatmaktadır ve elenirler. “since” ile “because” aynı anlamdadır elenirler.Doğru cevap B. Çünkü “while” burada zıtlık anlatıyor olamaz,özellikle –ing kullanımı burada bir özne uyumu nedeniyle kısaltmaya gidildiğini bize anlatmaktadır.
(2011 İlkbahar ÜDS)
İkinci cümledeki “neither….nor” olumsuzluk verdiğinden cevap hiç tereddütsüz E olacaktır.
CLOZE TEST SORULARI
Cloze Test soruları tek cümle yapılarında uygulanan taktiklerle çözülmeye çalışıldığında yani her boşluk kendine gore değerlendirildiğinde büyük bir hata yapılmış olur. Çünkü bu sorular bir bütüne bağlı olarak değerlendirilmesi gereken sorulardır.Bu nedenle mutlaka bize verilen texte öncelikle bir göz atılmalı ve konusunun ne olduğu anlaşılmaya çalışılmalıdır.Konuyu anlayabilmek için ilk cümle genellikle yeterli olacaktır ancak ihtiyaç duyulursa son cümleye de bakılması faydalı olacaktır. Bu soru tiplerinde gerek kelime gerekse structure bilgimizi kullanmamız gerekeceğinden bunlarla ilgili stratejileri,taktikleri ve soru çözüm tekniklerini uygulyabiliriz ancak unutmayalım ki cümlelerin birbirine anlamsal bir bütünlük içinde bağlı olduğu yapılarda sadece boşluğun geldiği cümle üzerinden cevap aramak fazlaca hayalci bir yaklaşım olacaktır.Son dönem sorulan soru tiplerine baktığımızda kavramsal bir teknik üzerinden soruları çözmemiz gerektiğini kabul etmeliyiz. Noktadan sonra “but” ile devam eden bir cümlenin varlığı doğal olarak kendisinden önceki cümlenin cevabını etkileyecektir. Burada bir zıtlık verildiğinden bu cümlenin içinde geçecek edatlar,fiiller,zarflar bizim bir önceki soruyu çözebilmemize olanak sağlayacaktır. Örneğin “but” ile başlayan cümlede “-------according to the recipe” diye bir ifade olsun ve bir önceki cümlede de “ ……. the written directions” desin ve şu edatları cevaplarda versin -with/-without/-by. İkinci cümle “bir tarife gore” dediğine gore ilk cümleye buna zıt bir edat gelmesi gerektiğini düşünmeliyiz ve buna gore cevap olumsuzlaştıran bir edat olan –without olmalı.(yazılı bir yönerge olmaksızın)
Özellikle verilmiş zaman ifadeleri varsa bunlara dikkat etmeliyiz ve ayrıca bağlaçların altlarını çizerek özellikle de çiftli bağlaçları bulmalıyız. Bunun dışında “modal” kullanımı varsa bize özel bilgiler (if clause ya da although gibi bir zıtlık)verebileceğinden bunu görmeye çalışmalıyız. Pasif yapılara özellikle dikkat etmeliyiz.Bu cümlede bulunan bir boşluğun edatını bulmak gerekebilir.
Zaman sorusu sorulmuşsa mutlaka textin genel zamanına bakmalıyız ve boşluğun bulunduğu cümlede bir zaman değişikliğine gidilip gidilmediğini görmeliyiz.Eğer bir zaman değişikliği o cümle açısından yoksa o halde textte kullanılan genel zamanı dikkate almalıyız.Burada mutlaka “Originally,Initially” gibi başlangıç belirten zarflar olup olmadığını control etmeliyiz çünkü bu zarflar tamamı “present” olan bir textin o cümlesini “past” yapabilmektedir.
“When” bağlacına dikkat edelim genelleme yapmaya çok uygun bir bağlaç olduğundan ve zaman-olay paralelliği vereceğinden bu tip anlatım barındıran cümlelerde sıkça kullanılan bir bağlaçtır.Ancak “when” olması gerektiğini düşündüğümüz bir “present” genelleme cümlesi “if” ile de verilebilir. Burada “if” “when” görevini görebilecektir.Çünkü bir “general truth” ya da “genelleme” anlatımı olacaktır.
- ……… inflation and unemployment rise sharply in Europe, the solidarity of the European Union could break down in some damaging ways.
A) If B) As if C) Unless D) Until E) Even though
Bu soruda kullanılan “could” bir “past” kullanım değil “future possibility” anlatan “modal” olan could ifadesidir.
Çoğu zaman zarf soruları da karşımıza çıkacaktır ancak bu zarf seçeneklerinin içinde sıklık bildiren zarflar varsa anlamsal kurgu ile yaklaşmak kaydıyla sıklık zarfının doğru olacağını düşünmeliyiz.Birden fazla sıklık zarfı kullanılmışsa burada olumlu mu olumsuz mu bir kurgu var diye bakmak gerekebilir.
“chiefly,mainly,briefly” gibi zarflardan sonra bir bağlaç istenmişse bu bağlacımız “because” olmalı.
“than” kullanılmış bir cümlede boşluk verilmişse “more” ifadesini aramalıyız.
CÜMLE TAMAMLAMA SORULARI
Cümle tamamlama sorularında özellikle soru kökünde verilen cümlenin bir ana cümle mi yoksa bir yan cümle mi olduğuna mutlaka dikkat etmeliyiz.Çünkü iki yan cümle kullanarak bir ana cümle elde etmek mümkün değildir.Oysa ki bizden anlam yönünden,zaman yönünden ve yapısal yönden verilmiş olan cümle yapısını e n iyi tamamlayabilecek seçeneği bulmamız istenmektedir.Dolayısıyla hem soru kökü hem de doğru olduğunu düşündüğümüz seçenek cümlesi bir araya getirldiğinde ortaya anlamlı,zaman açısından uyumlu tam bir cümle çıkmalıdır.
Bu bölüm test tekniği yöntemiyle ve kavramsal stratejilerle çözülmeye en müsait sorulardan oluşmaktadır.
v ____________________,__these hormones,such hormones they,them,their,he,she,it,his,her_____
Gibi ifadeler soru kökünde verildiği takdirde mutlaka burada betimlenen kelimeyi şıklarda armamız gerekir.
28. ---- that either depend on those hormones or are inhibited by them.(KPDS 2010 İlkbahar)
A) Hormone therapies raise or lower levels of certain hormones to limit the growth of cancers
B) In the opinion of most physicians, surgery, radiation therapy, and chemotherapy play
definite roles in treating tumours
C) Unfortunately, some tumours, such as those in the stomach, pancreas, or kidney, respond only
partially to radiation therapy
D) Progress in cancer therapy has come with bettercombinations of drugs, altered dosages, and
better coordination with radiation therapy
E) Almost everyone who receives chemotherapy orradiation therapy experiences certain side
effects, such as nausea or vomiting,
29. ----, just as his sister represented female excellence.(2010 KPDS)
A) Homer’s epic The Iliad, in which the Olympian gods are portrayed, refers to Apollo as the god
who sends disease with his arrows
B) Apollo was one of the twelve gods of Olympus and, during the Trojan War, he supported the
Trojans against the Greeks
C) In mythology, Apollo, who was the twin brother of Artemis, known also as Diana, was considered
to represent masculine physical perfection
D) Among the ancient Greeks, Apollo was worshipped not only as the god of poetic and
musical inspiration but also as the god of the sun
E) In antiquity, Apollo’s temple at Delphi was often visited by large crowds because it was a major
centre for prophesies
Yukarıda verilen örneklerde de gördüğümüz gibi sınav formatına çok uygun bir teknik ile sorularu basitce çözmek mümkün.
26. ----, but they provide a wonderful way to see the countryside and the wildlife.(2010 KPDS)
A) Hitchhiking is still fairly common in some European countries
B) There are several ferry services between France and Britain
C) One of the finest ways to get a taste of life in Finland is to go boating on a lake
D) Cycling is certainly a most enjoyable way of seeing parts of central France
E) Trains in Argentina are much less frequent and efficient than buses
*****Ancak bu soruda da olduğu gibi karşımıza birden fazla “they” anlatan seçenek çıkabilir bu durumda bağlaç yapısına uygun bir ifadeye ihtiyaç vardır aslında zıtlık bağlacı nedeniyle burada çokluk-azlık gibi ipuçlarını arayabiliriz ancak iki şıkta da bu özellikler “several” ve “much less” ifadeleriyle verilmiş. O halde bu çokluk ve ya da azlığı soru kökündeki ifadenin zıtlığına uygun değerlendirelim. “Wonderful way” bize olumlu bir anlatım verecektir.Oysaki “much less” ise olumsuz ve aralarında zıtlık olduğuna göre E doğru demeliydik. B çeldiricisinde is “several” bir olumsuzluk vermemektedir ve soru köküne zıtlık anlatmayacaktır.
v Bu bölümde özellikle son yıllarda çıkan sorulara baktığımızda anlamsal bütünlük oluştaracak soruların daha sık çıktığını görmekteyiz. Bu ne demektir?
Yani “he” diye verilen bir ismi şıkların neredeyse tamamında görebilmekteyiz.Dolayısıyla yukarıda belirttiğimiz teknikle bu soruları çözmek mümkün olamamaktadır.Bu durumda mutlaka Genel-Genel, Özel-Özel değerlendirmesi yapmalıyız. Dünya edebiyatından genel olarak söz eden bir soru kökünün cevabı anlamsal bütünlük sağladığını düşünsek dahi sadece bir yazarın bilgisini veren özel bir bilgi olmamalıdır.
27. ----, even though the number of paintings he produced wasn’t large.(2010 KPDS)
A) It is true that Leonardo da Vinci lived in Milan until 1499 when the city was captured by the
French forces
B) Leonardo da Vinci was born in or near the small town of Vinci, a day’s journey from Florence
C) Leonardo da Vinci’s writings on painting were first published in 1651 in Paris from his scattered
notes as Treatise on Painting
D) Leonardo da Vinci is one of the very few artists whose reputation has from his own time onwards
always remained at the highest level
E) When Leonardo da Vinci came to Florence as a young man, he became the Florentine painter
Verrocchio’s apprentice
Bu soruda “he” anlatan ifade şıkların hepsinde kullanılmıştır.Buradan yola çıkmak mümkün değildir. O halde şimdi soru kökündeki cümlemizi inceleyelim “paintings” kelimesi kişinin sanatsal özelliğini anlatmaktadır. Oysa ki A, Milan’da yaşamasından,B,doğduğu yerden,C çalışması ile ilgili özel bir bilgi vermektedir “Tratise on Painting”,E zaten bir yan cümledir ve “Verrocchio” gibi özel bir bilgi vermiştir. D şıkkında ise “artist” ifadesi onun sanaçı kimliğini ortaya koymaktadır. D doğru cevap.
Bu soruya bir de çokluk/azlık-zıtlık ilişkisi tekniğimizle bakalım. Burada “even though” zıtlık anlatmaktadır ve D seçeneğindeki “highest” çokluk anlatmaktadır. Sağlamasını anlamsal olarak yapmak istersek soru kökünde bulunan “wasn’t large” ifadesinin bu zıtlığı desteklediğini görebiliriz.
v ______________noun,________________
Soru kökünün bulunduğu ilk kısım bir ana cümle isim ile ya da bir isim tamlaması ile biterse öncelikli aramamız gereken “relative clause” olmalı yani “who,which,whose,whom,where…” gibi “relative pronoun” ile başlayan bir yan cümle olmalı. Ancak bu yapıları göremediğimiz takdirde diğer bağlaçlara bakmalıyız. Unutmayalım virgülden sonra “that” kullanılmaz.
35. Galileo observed sunspots, ----.(2010 KPDS)
A) which he sketched and documented as real irregularities on the surface of the sun
B) since he claimed that the craters of the moon were the features of its landscape
C) even if, with the support of the Medici family, he was able to pursue his work on astronomy
D) so long as his ideas on astronomy brought him into conflict with powerful opponents
E) whether he was already a famous mathematicianat the University of Padua
Doğru cevabımız ismi niteyen bir bağlaç bulunması nedeniyle “which” A oldu.
v So yıllarda bu bölümde sorulan sorularda şart-koşul cümlelerinin fazlalığı dikkat çekicidir. Özellikle “If Clause Inversion” önemli oranda sorulmaya ya da çeldiricilere konulmaya başlanmıştır. Ancak bir devrik yapı olan “If Clause Inversion”’a geçmeden genel anlamda “If” yapısını tanıyalım.
Type 1 : If _____present __________,__will,may,can,should,have to,may,might____
Bu yapıdaki bir cümle bize geleceğe yönelik koşul anlatır.
Type 2 : If________past simple(V2)/was-were____,____would_______
Bu yapıdaki bir cümle bize hayal ürünü,gerçek olmayan günümüze ait yani “unreal present” anlatır.
Type 3 : If________past perfect____,____would have V3/could have V3/must have V3/might have V3___
Bu yapıdaki bir cümle bize geçmiş zaman koşulu anlatır.
Type 1 (Inversion) : If she invites me to the party,I will go. ___DEVRİK_____ Should she invite me ,I will go.
Burada “Should” ile başlayan devrik yapı ile öncesindeki “If” ile kullanılmış yapı arasında bir fark bulunmamaktadır yani burada “Should” ile başlayan cümle bir soru işareti ile tamamlanmadığı takdirde “If Inversion” olarak kabul edilmelidir.Bu durumda “Type 1” cümle uyumları ne ise o yapılmalıdır.
Yukarıdaki bu durum diğer “If Inversion” yapılar için de geçerlidir.
Şimdi bir de onların devrik biçimlerini görelim
Type 2 (Inversion): If she invited me to the party,I would go.____DEVRİK____ Were she to invite me to the party,I would go.
If I were you,I wouldn’t call her. ____DEVRİK____ Were I you,I wouldn’t call her.
Type 3 (Inversion): If she had invited me,I would have göne.__DEVRİK__ Had she invited me,I would have gone.
Bu bölümde “mix conditional” da istenebilmektedir. Yani ;
If____Type 2____, ____Type 3____ . If he were an honest man,he wouldn’t have told me so many lies when we were friends.
If____Type 3____,_____Type 2____. If you hadn’t told me so many lies,we would be friends now.
Bu tip koşul cümlelerinde cümlelerde yer alan zaman lara dikkat etmek gerekir. Bir”past” zaman olan cümle hiçbir zaman “Type 2” olmayacaktır ya da bir “present” zaman olan cümle hiçbir zaman “Type 3” olmayacaktır. Zamanlar verilmediği takdirde de şıklarımız arasında stadart yapılar yoksa bu uyumlu yapılar aranmalıdır.
25. If the global desertification process continues at its current rate, ----.(2009 Mart ÜDS)
A) the effects of the environmental changes of the past few decades have been dramatic
B) more than 60,000 square kilometres of productive land is being lost every year
C) the world will lose much of its arable land to barren desert
D) 26% of the Earth’s land surface is classified as severely degraded
E) reforestation programs are being initiated by governments in a number of countries
Oldukça kolay bir soru olduğunu söyleyebiliriz. “will” yapısının bulunduğu C doğru cevabımız.
26. If Iran were to go nuclear, ----.(2008 Kasım KPDS)
A) Russia and China did their best to stop it
B) the United States may have taken preventive action
C) other countries in the region would follow suit
D) the UN Security Council sanctions need to be enacted without delay
E) it can fire hundreds of missiles at Israel
Gene oldukça basit bir soru.Doğru cevap “would” bulunan C olmalıdır.
Bu sorunu her ne kadar seçeneklerinde devrik yapılar verilmiş olsa da kolay bir soru olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü soru kökünde bulunan “would” bizden birinci kısım için “was-were/V2” isteyecek. D şıkkı “were” barındıran bir şık olduğundan doğru cevaptır.
v ___________that____tam cümle_______
Şeklinde bir soru kökü gördüğümüzde öncelikle tespit,iddia etme ,
duyurma,söyleme,anlatma gibi anlamlar içeren fiillerden biriyle biten bir ana cümle aramalıyız. Ancak mutlaka dikkat etmemiz gereken konu bu fiiller “past” ise “that” ile başlayan cümlemiz de “past” olmalıdır.Ancak fiilimiz “present” olduğunda “that” ile başlayan cümle de “present” ya da “will” olabilir.
26. ---- that the basic principle of collective ownership of rural land will remain unchanged.(2009 KPDS İlkbahar)
A) In the past, many people in China feared
B) The Chinese government had already decided
C) Some politicians in China took part in a debate
D) The Chinese Prime Minister has stated
E) Chinese peasants held a protest meeting last
Sunday
Bu soru için verilen şıkları incelediğimizde sadece D şıkkı “present” bir fiil ile bitmektedir.
v Cümle tamamlama sorularında dikkat etmemiz gereken bir başka yapı da soru kelimeleri ile başlatılmış yan cümlelerin ana cümlesini bulma sorularıdır.
Bu tür sorularda yapı aşağıdaki gibi olabilir.
____?______whether/if/why/what/when/where_________
Bu tür soru kelimelerinden ya da “whether/if” kelimelerinden oluşan cümleler kendilerinden önce muallak veya sorgulayan fiiller isterler.
Kararsızlık fiili de diyebileceğimiz bu fiillerden bazıları şunlardır.
Ask,want to know,try to find out,wonder,not sure,hard to explain,can’t remember,question___ is…..
28. ---- what makes Hong Kong so exhilarating.(2007 KPDS Kasım)
A) It’s hard to explain
B) Many travellers are curious
C) One soon becomes aware
D) It has been debated
E) We have been much impressed
Bu şıklarda verilen fiilller biraz kafamızı karıştırabilir ancak B şıkkında “curious” ardından “about” ister,C şıkkında “aware” ardından “of” ister,D şıkkında “debate” ardından “with” ya da “over” ister,E şıkkında “impress” etkilemek anlamındadır ve muallak,
sorgulayan bir fiil değildir ancak A şıkkında “hard to explain” izahı zor anlamındadır ve muallak bir fiildir “what” ile devam etmesi mümkündür.Doğru cevap A.
33. New radiocarbon dating of fossils suggests ----.(2009 KPDS Sonbahar)
A) that mass extinctions of mammoths and wild horses 10,000 years ago were caused by natural climate shifts
B) whether humans were to blame for extensive destruction in the natural world and also for the pollution of the oceans
C) how scientists began to understand clearly what dinosaurs ate and why they disappeared from the face of the Earth
D) if an olive branch buried for thousands of years in volcanic ash could have revealed the fate of the great Minoan civilization on the Greek island of Thera
E) when it was scientifically established that dinosaurs belonged to a large group of reptiles called archosauria
Örneğin bu soruda verilen cümle bir fiille bittiğine göre burada “that” ile bir cümle devamı ya da “whether,if,why,what..” gibi kararsızlık anlatan bağlaçlarla bir cümle devamı arayabiliriz. Şıklara baktığımızda bu unsurların tümünü görebiliyoruz. Ancak “suggest” bir kararsızlık ya da sorgulama fiili değildir,bir önerme fiilidir ve dolayısıyla “that” ile devam etmelidir.Doğru cevap A. Ayrıca doğru şık kendisini çok açık belli etmektedir.Şöyle bir baktığımızda bile A hariç tüm şıkların sorgulayan kelimelerle devam ettiğini rahatlıkla görebiliyoruz.Sadece A şıkkında bir sorgulama bulunmamaktadır.
AYKIRI OLAN CÜMLEYİ BULMA SORULARI
v Bu bölümde özellikle referans kelimelerine dikkat etmeliyiz(they,those,he,she,it,their..). Bunlara genellikle boş yere veilmezler ve çok nadiren anlamı bozan cümleler olarak karşımıza çıkarlar ancak emin olmak için bu “they” bir üst cümlede var mı diye bir bakmak lazım eğer yoksa daha öncesinden gelen cümlede de arayabiliriz burada varsa arada kalan cümle anlamı bozuyor olabilir ancak burada da yoksa “they” ile kullanılmış cümle anlamı bozuyordur.
v Bu bölümde ayrıca Genel-Genel,Özel-Özel uyumuna çok daha fazla dikkat etmemiz gerekir.
Genel bir bilgi içerikli paragrafın anlamını bozabilecek özel,spesifik bilgiler aranmalıdır.
Ya da Özel,spesifik bir bilgi içeren paragrafın anlamını bozabilecek genel bir bilgi aranmalıdır.
v Tarih sıralamalarına dikkat edilmelidir. Belli bir silsile ile devam eden tarihi arada bozabilecek cümle anlamı bozabilecektir.
v Özel isimlerin kullanımlarına dikkat etmeliyiz.Hiç ortada yokken birden bire sözedilmiş kişiler,ülkeler,deniz isimleri anlamı bozacaktır.Ancak bu ilk defa kullanılmış isimler daha önce verilmiş isimle ya da isimlerle birlikte kullanılmışlarsa anlamı bozmazlar.
(I) The negotiations between union leaders and company
representatives have not aroused much interest. (II) The strike is the
unions' weapon of last resort. (III) Most unions maintain strike funds
in order to support their members when they call them out on strike;
but these funds are small, and strike pay is usually very much below
normal wages. (IV) So unions cannot afford to call strikes
irresponsibly, and major official strikes are relatively uncommon.
(V) Nevertheless, the big strikes are important; for the success or
failure of one big strike can affect the results of all the other collective
bargaining under way at the time.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Cevap: A
Uygun ozneler;
2.cumle: The strike → 3. cumle: strike funds
4.cumle: official strikes → 5.cumle: big strikes
Uygun olmayan ozne;
1.cumle: The negotiations
(I) Written communication is the basis of much communication in the business world. (II) Letter writing, however, has gone into a decline since the appearance of the telephone. (III) It includes letters, reports, memoranda and telex messages. (IV) It has the disadvantage of being slower than oral communication. (V)But it has the great advantage of providing a record of transactions so that disagreements can be avoided and accuracy checked.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Cevap:B
Referans yapılar;
1.cumle: Written communication → 3.cumle: It
4.cumle: It → 5.cumle: it
2. cumle;
Kendisinden once ve sonraki cumlelerin arasına girip hem zaman ve hem anlam uyumuna ters dusmustur.
I) Some E.U. countries, like Germany, Holland and Denmark do not want controls on textile imports. (II) Others, like France, Italy and Britain believe they need controls to protect their textile industries. (III) All agree, however, that textile exports are vital for developing countries. (IV) The E.U. countries are, in fact, facing tough competition from Japan. (V) The industry creates employment in these countries and earns the foreign currency they need to pay for imported machinery and materials.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Cevap D
Referans yapılar;
1.cumle: do not want controls on textile imports. →
2.cumle: believe they need controls to protect their textile industries.
3.cumle: developing countries. →
5.cumle: these countries
4. cumle;
“The E.U. countries are, in fact, facing tough competition from Japan.” cumlesi farklıbir konuya
baslangı yapmasıa rağen sonraki cumlede aynı yonde bir ifade olmadığı
icin yalnız kalmıtır.
PARAGRAF VE OKUMA SORULARI İÇİN ÖNERİLER
Tüm sınavlarda adayların en çok çekindikleri bölümlerden biri okuma soruları ya da paragraf soruları diye adlandırılan kısımdır. Bu durumun aslında bir kaç temel nedeni var:
Kelime bilgisi yetersizliği
Soru köklerini tanımamak
İngilizce okuma deneyiminin olamaması
Şıkları elemeyi bilmemek
Paragrafta nereye bakacağını bilmemek
Zamanı Kullanma becerisinin olmamamsı
Psikolojik nedenler
METNİ OKURKEN :
Önce soruları okuyun ve size ne sorulduğunu bilin :Soruların tamamını aklınızda tutamazsınız ama paragraf ile ilgili bir fikriniz olacak ve size ne sorulduğunu az çok bileceksiniz.
Paragrafta bilmediğiniz kelimelerle vakit kaybetmeyin
Gördüğünüz bağlaçların altını çizin (Therefore, because, However...)
Ana fikre odaklanın, detaylara takılmayın
SORULARI OKURKEN BİLMENİZ GEREKENLER
Paragraf ve Okuma sorularında 2 tip soru türü vardır.
1) Direkt Bilgi soruları: Ne zaman, Kim, Nerede, Hangi vb. Bu sorularda yorum yapılamaz ve direk metinden cevaplar bulunabilir. (bu sorular kaçmaz)
Örnek Soru Kökleri:
• According to the writer/ author,...
• According to the passage
• It is stated in the passage that...
• It is argued in the passage that...
• It is suggested in the passage that
• The writer author/ points out that...
• The author argues that...
• The writer explains that...
• The writer suggests that
• The writer is of the opinion that...
• The passage explains that...
• The passage makes the point that...
• The point made in the passage is that...
• One essential point made in the passage is that...
• The writer makes the point that...
• It is pointed out in the passage that...
• It is explained in the passage that...
• It is suggested in the passage that...
• It is obvious from the passage that...
• It is clear from the passage that...
• As (it is) pointed out in the passage,...
• As (it is) mentioned in the passage,...
• As explained in the passage that...
• We see in the passage that...
2) Yorum Soruları: Bu sorular sizi uğraştıracak olanlardır. Yorum yaparak seçeneklerden hangisinin doğru olduğunu soran soru türüdür. (Anlamıyorsanız vakit kaybetmeyin)
Örnek yorum Soru Kökleri:
• One understands from the passage that...
• One infers from the passage that...
• One can/ may conclude from the passage that...
• One can/may infer from the passage that...
• The author concludes that
• From the passage we undewrstand that...
• From the passage we learn that...
• We learn from the passege that...
• We can undewrstand from the passage that...
• We can infer from the passage that...
• As (it) can be understood from the passage...
• As we learn from the passage...
• As we can understand from the passage...
• It can be inferred from the passage that...
• It is understood from the passage...
• The passage implies that
• It is implied in the passage that
• It is shown in the passage that..
3) Ana Fikir Soruları: Parçanın en genel cümlesi onun ana fikridir. Ana fikir sorularının genellikle geniş zamanda olduğuna dikkat ediniz ( İp Ucu)
Ana fikir Sorularına Örnekler:
• The passage is mainly concerned with...
• The pasage largely deals with...
• The main concern of the passage...
• The main subject of the passage...
• The main idea of the passage is that...
• Tha main point of the message is that...
• Tha main argumant of the passage is that...
• The passage describes...
• The passage emphasizes...
• The passage gives a general account of...
• In this passage, the writer has set out...
The
discovery of an ancient tomb in modern China is so commonplace that it
often annoys as much as excites, because it can delay construction for
months or even years. So when archaeologists were called in last May to
check structures discovered during the expansion of a bone meal factory
in a southern suburb of Beijing, they weren't expecting to find anything
of great interest. To the archaeologists' surprise, the structures were
the remains of two traditional domed tombs, each over a
thousand years old. One was flooded and badly damaged, but the other
contained beautifully-preserved wall frescoes from the 10th century.
"It's only recently that the Chinese have been publishing artifacts
from ancient tombs, and it's unusual to see them in the Western press,'
says Dr Jessica Rawson, Professor of Oriental Art and Archaeology at
Oxford University.
1.According to Professor Rawson in the passage, China----,
A) has only recently emerged as an area of interest for archeologists
B) has only just started to publish art objects for the West
C) is noted for its ancient domed tombs with frescoes
D) continues to be very secretive about its archeological finds
E) has the finest frescoes anywhere in the World
Burası cevabın bulunduğu yer! (B)
Tırnak işaretleri içinde veya kesme işaretinin ardından gelen kelimelere,cümlelere dikkat etmeliyiz. Ayrıca cümleye baktığınızda “only” göreceksiniz önemli kelimelerdendir.
2. We understand from the passage that only one of the tombs unearthed during extension work at a factory in Beijing----,
A) attracted the attention of Dr Rawson
B) had a domed roof which was undamaged
C) could be dated back to the 10th centruy
D) revealed frescoes in excellent condition
E) caused a delay in the project
Doğru cevap B.
1.According to Professor Rawson in the passage, China----,
A) has only recently emerged as an area of interest for archeologists
B) has only just started to publish art objects for the West
C) is noted for its ancient domed tombs with frescoes
D) continues to be very secretive about its archeological finds
E) has the finest frescoes anywhere in the World
Burası cevabın bulunduğu yer! (B)
Tırnak işaretleri içinde veya kesme işaretinin ardından gelen kelimelere,cümlelere dikkat etmeliyiz. Ayrıca cümleye baktığınızda “only” göreceksiniz önemli kelimelerdendir.
2. We understand from the passage that only one of the tombs unearthed during extension work at a factory in Beijing----,
A) attracted the attention of Dr Rawson
B) had a domed roof which was undamaged
C) could be dated back to the 10th centruy
D) revealed frescoes in excellent condition
E) caused a delay in the project
Doğru cevap B.
Genetics is the study of mechanisms of the hereditary process. Modern genetics began with the experiments of Gregor Mendel in 1865. He studied the inheritance of different factors in peas, and found that some traits were "dominant" and some "recessive", the "dominant" appearing in a ratio of very nearly three to one. Mendels results were ignored for many years until their discovery at the beginning of the twentieth century .
Formun Üstü
1. . According to the passage .......................... .
a) the results of Mendel's experiments were immediately put into practise
b) the purpose of Mendel's experiments was primarily agricultural
c) genetics is essentially concerned with heredity
d) modern genetics owes very little to Mendel's experiments
e) the mechanisms of heredity were known prior to Mendel
'Genetics is the study of mechanisms of the hereditary process' Parçadaki tanımdan (Genetics = hereditary process) bağlantısı çok rahat bir şekilde bulunabilir. Cevap: C
2. Clearly, in the field of genetics, ............................ .
a) certain traits have been given too much importance
b) the 20th century has contributed very little
c) Mendel's experiments have received and used attention
d) Mendel is the pioneer
e) new dominant and recessive traits are constantly being discovered
'Modern genetics began with the experiments of Gregor Mendel in 1865.' ifadesi Mendel'in bu alanda ÖNCÜ=Pioneer olduğunu gösteriyor. Doğru cevap D.
3.Mendel discovered that ......................... .
a) recessive traits exceeded the dominant ones
b) in peas, dominant traits appear in a ratio of three to one
c) in peas, nearly one-third of the traits were dominant
d) by 1865 the theory of heredity had been convincingly formulated
e) genetics was becoming a popular science
'... the dominant appearing in a ratio of very nearly three to one'. bu ifadeyle B şıkkındaki cümle aynı şey. Not: Bazı paragraf soruları, yorum ya da çıkarım yapma gereği olmaksızın, direk parça içindeki cümle veya kısa ifadelerin bulunmasıyla çok rahat çözülebilir. Bu paragraf, açıklamaya güzel bir örnek oluşturmakta.Formun Altı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder