YDS için 10 TAVSİYE
Evet, YDS sınav mantığı ne yazık ki çoğumuza kabuslar gördürecek kadar
anlamsız. Çoğu zaman insan; YDS’yi hazırlayan sınav komitesinin
maksadının üzüm yedirmek değil bağcıyı dövmek olduğunu düşünmekten
kendini alıkoyamıyor. O abuk sabuk kelimeler, ne olduğu anlaşılmayan
gramer yapıları, bir türlü bitmek bilmeyen uzun ve zor okuma parçaları,
karmaşık
yapıdaki soru tipleri insanı bunaltmakla kalmıyor onu
hayatından bezdiriyor. Hele bir de cevabın bir türlü anlaşılamadığı
cloze testler yok mu? Onlar zaten başrollerde.
Peki, bu durumda ne yapmalı? Durum gerçekten de üstesinden gelinemeyecek
kadar vahim mi? Öğrenilmiş çaresizliği benimseyip; “bu sınav
geçilebilecek bir sınav değil”, “bu sistemde başarılı olmak mümkün
değil” deyip pes etmek, çalışmayı bütün bütün terk etmek ve kaderine
razı olup hedef küçültmek mi yapmamız gereken? Meslek hayatına ilk
atıldığımızda sahip olduğumuz bütün ideallerimizin bir YDS sınavına
takılıp kalmasına müsaade etmek mi doğru olan? Cevap net: Kesinlikle “hayır.”
Evet YDS’nin zor bir sınav olduğu doğrudur; ancak geçilmesi imkansız bir
sınav olduğu düşüncesi yanlıştır. Şimdi hepinizin bunun nasıl olacağını
sorduğunuzu duyuyor gibiyim. Size sınava çalışırken izlenmesi gereken
10 tane tavsiye vereceğim:
1. Kesinlikle pozitif düşünün. Sınavı geçeceğinize inanın.
Sizinle aynı şartlarda olup sınavı geçen diğer insanları hayal edin ve
onlar başardıysa ben de başarırım deyin.
2. Kısa sürede çok şey öğrenmektense, çalışmanızı uzun bir döneme yayın.
Unutmayın ki her şeyi kısa sürede öğreneceğim demek boş bir hayaldir.
İngiltere’de doğan bir bebek on beş senede ancak kendini ifade
edebilecek dil yetisini kazanıyor. Eminim ki on beş yaşındaki o çocuk
yds’ye girse çok iyimser bir tahminle 60’ın üstünde not alamayacaktır.
Ben on beş sene çalışın demiyorum ama en azından on beş ay disiplinli bir çalışma programı uygulayın. Tabii uzman kişilerle çalışmak size zaman kazandırabilir.
3. Her gün belirli sayıda kelime ezberlemeyi hedefleyin (20’yi
aşmamalı). Ve öğrendiğiniz kelimeleri kelime defterinize ekleyip onları
düzenli aralıklarla tekrar edin. Unutmayın aynı kelimeyi 5 kes unutup hatırlamadıkça
o kelimeyi ezberlemiş sayılmazsınız. Aynı kelimeyi işitirseniz,
okursanız ve kullanırsanız o kelimeyi uzun belleğinize atmış olursunuz.
4. Gramer konuları hep birbirleriyle ilişkilidir. “Ben tenseleri öğreneyim de modallar o kadar önemli değil.” düşüncesi çok yanlıştır; çünkü aynı cümle içerisinde hem tense, hem modal, hem passive, hem de noun clause yapılarının olabileceğini unutmayın. “It is said that the thief must have been captured by the police.” cümlesinde olduğu gibi.
5. Okuma parçalarını çözerken tümevarım yöntemini
uygulayın. Okuma parçaları ortalama 8 cümleden oluşmaktadır. Her bir
cümleyi tek başına ele alıp onu analiz etmeye çalışın. Bir cümlede if
clause, birinde noun clause, ötekinde de relative clause vs. gibi bir
gramer konusu olacağından gramere olan hakimiyetiniz okuduğunuzu anlama
konusunda size daha çok yardımcı olacaktır.
6. İngilizceye bir gün çalışmamak bir
hafta çalışmamak kadar, bir hafta çalışmamak bir ay çalışmamak kadar,
bir ay çalışmamak da bir yıl çalışmamak kadar kişiyi İngilizceye yabancılaştırır. Bu yüzden az da olsa sürekli çalışmak çok önemlidir.
7. İngilizceyle ilgili yaşam zenginliğimizi arttırmamız şarttır(dilPORTALI buna çok büyük katkı sağlar).
En azından sınava kadar şakalarımız, rüyalarımız ve diyaloglarımız
İngilizce ile ilgili olmalı. Kelime listelerini duvara asmak, yabancı
dilde film izlemek, yabancı müzik dinlemek, dış kaynaklı haber okumak
gibi aktiviteler İngilizce ile aramızda bulunan duvarları yıkmamıza
yardımcı olacaktır.
8. Piyasada nasıl yüzüleceğini anlatan çok enfes kitaplar vardır
ya da gitarın nasıl çalınacağı ile ilgili müthiş kaynaklar mevcuttur.
Ama havuza girip kulaç atmadan yüzmeyi öğrenen veya parmağını
aşındırıncaya kadar pratik yapmadan gitar çalabilen olmamıştır sanırım.
Aynen öyle de soru çözmeden YDS’yi geçmeyi düşünmek hayalden başka bir şey değildir. Sınava kadar her gün düzenli aralıklarla soru çözmek son derece önemlidir.
9. Deneme sınavı yapmadan sınava girmek tüp olmadan denize dalmaktan farksızdır.
Unutmayın sınavda başarılı olmanın 5 temel şartı varsa bunlardan sadece
bir tanesi bilgi sahibi olmaktır. Sınav anında dinç olmak, gergin
olmamak, sınav öncesinde iyi bir hazırlık dönemi geçirmek vs. gibi
etmenler başarıyı etkileyen faktörlerdendir. Bir yerde 3 saat oturmak
bile büyük bir meseleyken, sınavda 3 saat boyunca sorularla boğuşmak çok
daha zor olsa gerek. İşte sınav öncesinde sık aralıklarla yapılacak
deneme sınavları bizi sınava alıştıracak ve çok daha iyi performans
göstermemize imkan sağlayacaktır.
10. İnsan en iyi deneyerek öğrenir.
Deneyerek öğrenenler arasında da hata yaparak öğrenenler çok daha iyi
öğrenirler. Bundan şu anlaşılıyor ki sınav öncesi hazırlık döneminde en
kalıcı öğrenmeyi yaptığımız hatalardan elde ederiz. Dolayısıyla deneme
sınavlarında ya da testlerde yaptığımız hatalar üzerinde derinlemesine
düşünerek eksikliklerimizi gidermeye çalışmalıyız. Eğer hatadan ders
çıkarırsak hata, hata olmaktan çıkar bir öğretmen gibi olur.
Yüz yüze çalıştığım öğrencilerime zaman zaman verdiğim tavsiyelerdir.
Görüş, öneri ve portaldaki değerli hocalarımızın katkılarını bekliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder